Islak Saçı Şekillendirmenin Yöntemleri Nelerdir?
Geç kalacağınız anlarda ıslak saçlarınızı kurutmak yerine onları şekillendirip dışarı çıkmak her kadının işine gelir.
Ense topuzu yapmak kurtarıcıdır, saçı üç tutama ayırın onları yuvarlayıp tokalarla birbirine tutturun ve pratik bir model çıkarın. Fransız örgüsüyle bir topuz yapın. Tepede gevşek bir modeldir.
Alnın üstünden bir perçemi arkaya doğru balık sırtı örüp diğer saçlarla tepede toplayın. Saçları tarayın kulağın üstündeki parçaları yanlara doğru örüp birleştirin.
Ortada birleşen örgü hoş durur ve model oldukça pratiktir. Yaz mevsimi için oldukça hoş duran bir model de düşük topuz modelidir. Saçı gevşek bir şekilde arkada aşağı doğru topuz yapın gerekirse tel tokalarla tutturun. Saçı ortadan ikiye ayırıp arkada örgü yapıp sepet modeli verin. Birleştirilen parçalar şık bir topuz olacaktır.
Kaynak.7gunsaglik.com
Ense topuzu yapmak kurtarıcıdır, saçı üç tutama ayırın onları yuvarlayıp tokalarla birbirine tutturun ve pratik bir model çıkarın. Fransız örgüsüyle bir topuz yapın. Tepede gevşek bir modeldir.
Alnın üstünden bir perçemi arkaya doğru balık sırtı örüp diğer saçlarla tepede toplayın. Saçları tarayın kulağın üstündeki parçaları yanlara doğru örüp birleştirin.
Ortada birleşen örgü hoş durur ve model oldukça pratiktir. Yaz mevsimi için oldukça hoş duran bir model de düşük topuz modelidir. Saçı gevşek bir şekilde arkada aşağı doğru topuz yapın gerekirse tel tokalarla tutturun. Saçı ortadan ikiye ayırıp arkada örgü yapıp sepet modeli verin. Birleştirilen parçalar şık bir topuz olacaktır.
Kaynak.7gunsaglik.com
Günlük Diyabet Testleri Alkol Ölçer Gibi Kullanılabilir
Şeker hastaları günde bir veya birkaç kez parmaktan diyabet testi yapabiliyor.
Basit bir alkolölçer nefes testi ile diyabet ölçüm testi birbirinin yerine geçebiliyor. Bir el cihazıyla nefes ölçümü yapılabiliyor kan şekeri düzeyleri yükselince nefes tatlı ve meyvemsi kokuyor. Kimyasal seviyeleri yüksek çıkıyor. Tıpkı alkol alındığında nefeste belli olması gibi. New England Üniversitesi araştırmacıları durumu özetliyor.
Parmak ucundan kan almaya ya da başka bir yere gitmeye gerek kalmadan diyabet kontrolünüzü yapabilirsiniz. Kendi hastalığınızı yönetebilirsiniz. Tip 1 ve tip 2 diyabette durum kontrolü bu şekilde yapılabilir. Kan şekeri kontrolü tip 1 diyabet ve her an insülin tedavisi gerektiren otoimmün durumlarda çok önemlidir.
Günde 6 kereye kadar bu kontrol yapılabilir. İnsülin kullanmayanların daha sık bu kontrolü yapmaları gerekir özellikle tip 2 diyabetlilerde. Elle tutulan bu nefes ölçer film tabakası bir kitap büyüklüğündedir. Şu sıralarda boyutunun bir fincan boyutuna düşürülmesine çalışılmaktadır..Kaynak.7gunsaglik.com.tr,
Basit bir alkolölçer nefes testi ile diyabet ölçüm testi birbirinin yerine geçebiliyor. Bir el cihazıyla nefes ölçümü yapılabiliyor kan şekeri düzeyleri yükselince nefes tatlı ve meyvemsi kokuyor. Kimyasal seviyeleri yüksek çıkıyor. Tıpkı alkol alındığında nefeste belli olması gibi. New England Üniversitesi araştırmacıları durumu özetliyor.
Parmak ucundan kan almaya ya da başka bir yere gitmeye gerek kalmadan diyabet kontrolünüzü yapabilirsiniz. Kendi hastalığınızı yönetebilirsiniz. Tip 1 ve tip 2 diyabette durum kontrolü bu şekilde yapılabilir. Kan şekeri kontrolü tip 1 diyabet ve her an insülin tedavisi gerektiren otoimmün durumlarda çok önemlidir.
Günde 6 kereye kadar bu kontrol yapılabilir. İnsülin kullanmayanların daha sık bu kontrolü yapmaları gerekir özellikle tip 2 diyabetlilerde. Elle tutulan bu nefes ölçer film tabakası bir kitap büyüklüğündedir. Şu sıralarda boyutunun bir fincan boyutuna düşürülmesine çalışılmaktadır..Kaynak.7gunsaglik.com.tr,
Grip Salgınına ve Soğuk Algınlığına Dikkat
Sıcakların hızla düşmesi insanları kapalı alanlara çekmesiyle birlikte grip ve soğuk algınlığı hastalıklarında artış olduğu söylendi.
Yaz aylarının ardından sıcaklıklardaki düşüşle birlikte, eylül ayında kapalı ortamlara geçilmesinin grip salgınında artışa yol açtığı belirtildi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karabay, mevsim geçişlerinde gribin yaygınlaştığını söyledi.
Karabay, gribin ölümcül risk doğurabileceğine işaret ederek, dünyada her yıl 500 bine yakın bu nedenle yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Grip ve soğuk algınlığının kapalı ortamlarda daha çok yayıldığına dikkati çeken Karabay, ''Hava sıcaklıkları yaz boyunca yüksekti ve insanlar dış mekanlarda daha çok yaşıyordu ancak bu dönemde insanlar kapalı mekanlara yönelir.
İnsanlar, bu sonbaharda daha çok kreş, okul, sinema ve kafe gibi kapalı mekanlara giriyor.
Bu dönemlerde hastalığı bulunan bir kişi böyle ortamlarda diğer insanlarda hastalığı yaygınlaştırıyor'' dedi. Sonbahar aylarında salgın hastalıklara yakalanma riskinin arttığını vurgulayan Karabay, kişisel hijyene mevsim geçişlerinde daha fazla önem verilmesi gerektiğini anlattı.
''Eylül, grip için en riskli aydır'' diyen Karabay, ''Artık en riskli dönemlere girdik ve önlemler almalıyız. Bu dönemde daha fazla el yıkamalıyız. Kişisel hijyenimize daha fazla özen göstermeliyiz'' ifadelerini kullandı.
''Kapalı mekanlarda hastalığın yaygınlaşması daha kolay''
Karabay, salgınların daha çok kapalı mekanlarda yayıldığını belirterek, hasta insanların kapalı alanlara girmemesi gerektiğini söyledi.
''İnsanlar ısınma ihtiyacını gidermek için kapalı mekanlara yöneliyor ancak salgın hastalıklara yakalanma riski çok fazla'' diyen Karabay, hasta insanlara bir metre yaklaşmanın hastalığın yayılması için uygun bir ortam oluşturduğunu bildirdi.Karabay, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Bu dönemde grip, çok tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor. Özellikle hamileliğin 3. ayına giren kadınlar risk altında. Hamileler de mutlaka aşı yapmalı. Eğer grip, zatürreye neden olursa ölüm riski ortaya çıkıyor.
65 yaş üstünde bu risk çok fazla. Herkes mutlaka grip aşısı yaptırmalı. Gripten kurtulmak için el hijyenine daha fazla önem gösterilmeli. Bu şekilde hastalık riski azalır ancak herkesin aşılanması lazım.''
Kaynak.7gunsaglik.com
Yaz aylarının ardından sıcaklıklardaki düşüşle birlikte, eylül ayında kapalı ortamlara geçilmesinin grip salgınında artışa yol açtığı belirtildi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karabay, mevsim geçişlerinde gribin yaygınlaştığını söyledi.
Karabay, gribin ölümcül risk doğurabileceğine işaret ederek, dünyada her yıl 500 bine yakın bu nedenle yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Grip ve soğuk algınlığının kapalı ortamlarda daha çok yayıldığına dikkati çeken Karabay, ''Hava sıcaklıkları yaz boyunca yüksekti ve insanlar dış mekanlarda daha çok yaşıyordu ancak bu dönemde insanlar kapalı mekanlara yönelir.
İnsanlar, bu sonbaharda daha çok kreş, okul, sinema ve kafe gibi kapalı mekanlara giriyor.
Bu dönemlerde hastalığı bulunan bir kişi böyle ortamlarda diğer insanlarda hastalığı yaygınlaştırıyor'' dedi. Sonbahar aylarında salgın hastalıklara yakalanma riskinin arttığını vurgulayan Karabay, kişisel hijyene mevsim geçişlerinde daha fazla önem verilmesi gerektiğini anlattı.
''Eylül, grip için en riskli aydır'' diyen Karabay, ''Artık en riskli dönemlere girdik ve önlemler almalıyız. Bu dönemde daha fazla el yıkamalıyız. Kişisel hijyenimize daha fazla özen göstermeliyiz'' ifadelerini kullandı.
''Kapalı mekanlarda hastalığın yaygınlaşması daha kolay''
Karabay, salgınların daha çok kapalı mekanlarda yayıldığını belirterek, hasta insanların kapalı alanlara girmemesi gerektiğini söyledi.
''İnsanlar ısınma ihtiyacını gidermek için kapalı mekanlara yöneliyor ancak salgın hastalıklara yakalanma riski çok fazla'' diyen Karabay, hasta insanlara bir metre yaklaşmanın hastalığın yayılması için uygun bir ortam oluşturduğunu bildirdi.Karabay, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Bu dönemde grip, çok tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor. Özellikle hamileliğin 3. ayına giren kadınlar risk altında. Hamileler de mutlaka aşı yapmalı. Eğer grip, zatürreye neden olursa ölüm riski ortaya çıkıyor.
65 yaş üstünde bu risk çok fazla. Herkes mutlaka grip aşısı yaptırmalı. Gripten kurtulmak için el hijyenine daha fazla önem gösterilmeli. Bu şekilde hastalık riski azalır ancak herkesin aşılanması lazım.''
Kaynak.7gunsaglik.com
Düşük Testosteronun Nedenleri ve Sonuçları
Enerji azalması, yorgunluk, alerji gibi bazı gerileyen belirtiler düşük testosteronun belirtileri olabilir.
Normal yaşlanma sürecinde depresyonla birlikte bu sorun da gelişebilir. Yeterli uyku almak testosteron düzeylerini artırmaya yardımcı olabilir. Gece uykusunu 7 ila 8 saat almak önemlidir. Olağandışı bir yorgunluğunuz varsa mutlaka doktora görünün. Erektil disfonksiyon gibi cinsel işlev bozuklukları da görülmeye başlar.
Kalp hastalığı ve diyabet ise yine bu soruna bağlı gelişir. Cinsel terapi sizin için uygun görülebilir. Depresyon ve ruh hali değişimleri de düşük testosteron sonucudur. Gerçekten kişilik tamamen değişebilir. Artık sizi hiçbir şey mutlu etmeye yetmez. Zevk aldığınız şeylerden bile uzaklaşır hayattan zevk alamazsınız.
Ayrıca bu erkeklerde kaslar da zayıflamaya başlar. Kas kütlesi erir egzersizi bırakırsanız güçsüz kalır zayıf düşersiniz. Aynı zamanda yağ depolamaya başlar kilo alırsınız. Vücut kılları incelip seyrelir, kellik görülebilir. Uykusuzluk ve huzursuzluk da hayatı olumsuz etkiler..Kaynak.7gunsaglik.com.tr,
Normal yaşlanma sürecinde depresyonla birlikte bu sorun da gelişebilir. Yeterli uyku almak testosteron düzeylerini artırmaya yardımcı olabilir. Gece uykusunu 7 ila 8 saat almak önemlidir. Olağandışı bir yorgunluğunuz varsa mutlaka doktora görünün. Erektil disfonksiyon gibi cinsel işlev bozuklukları da görülmeye başlar.
Kalp hastalığı ve diyabet ise yine bu soruna bağlı gelişir. Cinsel terapi sizin için uygun görülebilir. Depresyon ve ruh hali değişimleri de düşük testosteron sonucudur. Gerçekten kişilik tamamen değişebilir. Artık sizi hiçbir şey mutlu etmeye yetmez. Zevk aldığınız şeylerden bile uzaklaşır hayattan zevk alamazsınız.
Ayrıca bu erkeklerde kaslar da zayıflamaya başlar. Kas kütlesi erir egzersizi bırakırsanız güçsüz kalır zayıf düşersiniz. Aynı zamanda yağ depolamaya başlar kilo alırsınız. Vücut kılları incelip seyrelir, kellik görülebilir. Uykusuzluk ve huzursuzluk da hayatı olumsuz etkiler..Kaynak.7gunsaglik.com.tr,
Dişlerinizi Fırçalayın ve Kalbinizi Koruyun
Yeni bir çalışmaya göre, sağlıklı diş etlerine sahip kişilerin kalbi daha az hastalanıyor.
Diş ve diş etleri sağlığı, arterlerde yani kalp damarlarında plak birikimini yavaşlatıyor. Yani kalp damarları daha az tıkanma riski taşıyor. Bu daralma kalp krizi, felç, inme ve ölümle de sonuçlanabiliyor. Bu tıkanmayı önlemenin yollarından biri de dişleri fırçalamak. 420 yetişkin bu çalışmada 3 yıl boyunca izlenmiştir. Diş eti sağlığı ve enfeksiyon kapma durumları incelenmiştir.
Ağız bakterileri ne kadar azsa, boyun ve kalp damarlarındaki tıkanma da o derece azalır. Bu sonuçlar Columbia Üniversitesi epidemiyoloji profesörü ve çalışanları ile yürütülmüştür. Bakteri riski yükselen kişilerde kalp tıkanıklığı sıkça görülür. Kalp hastalarının rutin muayenelerine gitmesi önem taşırken düzenli dişçi kontrolü de herkes için gereklidir..Kaynak.7gunsaglik.com.tr,
Diş ve diş etleri sağlığı, arterlerde yani kalp damarlarında plak birikimini yavaşlatıyor. Yani kalp damarları daha az tıkanma riski taşıyor. Bu daralma kalp krizi, felç, inme ve ölümle de sonuçlanabiliyor. Bu tıkanmayı önlemenin yollarından biri de dişleri fırçalamak. 420 yetişkin bu çalışmada 3 yıl boyunca izlenmiştir. Diş eti sağlığı ve enfeksiyon kapma durumları incelenmiştir.
Ağız bakterileri ne kadar azsa, boyun ve kalp damarlarındaki tıkanma da o derece azalır. Bu sonuçlar Columbia Üniversitesi epidemiyoloji profesörü ve çalışanları ile yürütülmüştür. Bakteri riski yükselen kişilerde kalp tıkanıklığı sıkça görülür. Kalp hastalarının rutin muayenelerine gitmesi önem taşırken düzenli dişçi kontrolü de herkes için gereklidir..Kaynak.7gunsaglik.com.tr,
Astım Tedavisi Nasıl Yapılır?
Astım bir nefes darlığı hastalığıdır astımı olan kimse günlük hayatta bazı hareketlerine çevre yaşam koşullarına dikkat etmesi gerekiyor.
Astım yeni doğmuş bebekte yada 70 ‘li yaşlarını geçmiş her yaş gurubu insanda meydana çıkabilir.
Astım, nefes borusunu, bir başka deyişle, hava yollarını – akciğerlere hava taşıyan küçük tüpleri – etkileyen bir durumdur. Astımlı biri, astımı tetikleyen bir şeyle temasa geçtiğinde, hava yollarının duvarları çevresindeki kas gerilerek hava yolu daralır.Hava yollarının yüzeyleri iltihaplanıp şişmeye başlar. Genellikle sümük ya da balgam oluşur. Tüm bu tepkimeler hava yollarının daha daralıp tahriş olmasına neden olur ve astım belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açar.
Astımın yaygın belirtileri şunlardır: • öksürme
• göğüste ıslık sesi ya da hırıltı
• nefes daralması
• göğüste daralma hissi.
Astıma neler neden olur?
Astım her yaşta başlayabilir. Astıma neyin neden olduğunu bilmek zordur, fakat şimdiye kadar bildiklerimize göre:
• astım kalıtım yoluyla geçebilir
• çağdaş yaşam tarzlarının – konut ve diyet değişiklikleri ve daha hijyenik bir ortam gibi – birçok yönleri astımın artmasına katkıda bulunmuş olabilir
• hamilelik sırasında sigara içilmesi çocuğun astım olma olasılığını arttırmaktadır
• sigara içilen ortamlarda bulunulması astım olma olasılığını arttırmaktadır
• işyerinde tahriş edici maddeler bulunması bir kişinin astım olmasına yol açabilir
• çevre kirliliği astım belirtilerinin kötüleşmesine yol açabilir, ancak astıma neden olduğu kanıtlanmamıştır.
Astım belirtilerini başlatabilen (tetikleyebilen) şeyler nelerdir?
Tetikleyici, hava yollarını tahriş eden ve astım belirtilerinin görülmesine neden olan her şeydir. Herkesin astımı farklı olup büyük olasılıkla birkaç tetikleyici olur. Soğuk algınlığı ya da grip, tütün dumanı, egzersiz, ve çiçektozu, kürklü ya da tüylü hayvanlar ya da ev tozu akarları (house-dust mites) gibi şeylere duyulan alerjiler, yaygın tetikleyiciler arasındadır.
Astım yaşam tarzımı nasıl etkileyebilir?
Astım belirtilerinin kötüleşmesi nedeniyle bazı kişiler yaşam tarzlarında kısmi değişiklikler yapmak zorunda kalabilirler. Sizin astımınızı neyin tetiklediğini tam olarak saptamak zor olabilir. Bazen bu bağlantı, örneğin kedi ya da çiçektozu ile temasa geçtikten birkaç dakika içerisinde belirtileriniz başladığında, kolayca görülür.
Bazı kişilerde ise gecikmeli bir tepkime olur. Astım belirtilerinizi kötüleştiren tetikleyicilerden kaçınarak, ve astım ilaçlarınızı doğru kullanarak, gereksiz belirtileri azaltabilir ve normal yaşam tarzınızı keyifle yaşamaya devam edebilirsiniz.
Astım nasıl tedavi edilir?
Astımınızı kontrol altına almanızı sağlayacak bazı mükemmel tedavi şekilleri mevcuttur. Astım tedavilerinin çoğunu uygulamanın en etkili yöntemi, ilacın solunarak doğrudan akciğerlerinize girmesinin sağlanmasıdır. Bunun için çeşitli “inhaler” tipleri mevcut olup size en rahat geleni kullanmanız ve bunun doğru kullanılabilmesi önemlidir. Doktor ya da hemşireniz size en uygun aleti tavsiye edecek olup bunun doğru bir şekilde nasıl kullanılacağını göstermeleri gerekir.
Başlıca iki tür astım ilacı vardır – rahatlatıcılar ve önleyiciler:
• Rahatlatıcı inhaler çeşitleri genellikle mavi renkli olup belirtilerin hafifletilmesi için alınır. Bunlar daralan hava yolları çevresindeki kasları rahatlatarak çabuk sonuç verir. Astım krizlerinin tedavisinde kullanılması gerekir. Rahatlatıcı inhaler ilacınızı haftada 3-4 kez kullanmanız gerekirse, belirtilerinizin gözden geçirilerek kontrol altına alınabilmesi için doktor ya da hemşirenize tekrar gitmelisiniz.
• Önleyiciler genellikle kahverengi, kırmızı ya da turuncu renkli inhaler çeşitleridir. Bunlar hava yollarındaki şişme ve iltihaplanmayı kontrol altına alarak, aşırı ölçüde hassas olmalarını önleyerek ve şiddetli krizler yaşama riskini azaltarak işlev görür. Etkileri zaman içerisinde ortaya çıkıp arttığından, kendinizi iyi hissetseniz bile her gün, genellikle sabah ve akşam alınmaları gerekir.
Önleyicilerin çoğunda steroid bir ilaç bulunur. Bunun atletler tarafından performanslarını arttırmak için kullanılan anabolik steroidlerle aynı olmadığını vurgulamamız gerekir. Gerekirse rahatlatıcı ya da önleyici inhaler ile birlikte kullanılabilecek önleyici tabletler ve uzun etkili rahatlatıcılar gibi başka ilaç tipleri de bulunmaktadır. Sizin için daha etkili olabilecek yeni ilaçlar hakkında bilgi edinmek için, doktor ya da hemşirenizle görüşünüz.
Steroidleri kullanmam güvenli mi?
Birçok astımlı düşük dozlu bir steroidin solunmasını içeren bir önleyici kullanmaktadır. Akılda bulundurulması gereken bazı noktalar şunlardır:
• Astım tedavisinde kullanılan steroidler – vücudunuzda doğal olarak üretilen steroidlerin bir kopyası olan – kortikosteroidlerdir.
• Bunlar vücut geliştiriciler ve atletler tarafından kullanılan anabolik steroidlerden tamamen farklıdır.
• Solunum yoluyla alınan steroidler doğrudan hava yollarına gidip vücudun diğer kısımlarında emilimi çok az olur.
• Doktorunuz reçeteye olanaklı olduğunca en düşük dozu yazacaktır.
• Çocuklar özellikle gelişim açısından yakından izlenmelidir.
Bazı durumlarda, astım belirtileriniz şiddetli bir hal aldığı takdirde, doktorunuz size kısa süreli bir steroid tablet kürü verebilir. Bunlar çabuk ve güçlü bir şekilde etki göstererek iltihaplanmış hava yollarınızı rahatlatır. 3–14 gün arasında değişebilen kısa tablet kürleri, uzun dönemli yan etkilere neden olmayacaktır. Steroid tabletler, vücudun suçiçeğine karşı direncini azaltabildiğinden, bu tabletleri kullanırken suçiçeği ile bir temasınız olduğu takdirde doktorunuza başvurmalısınız.
Astımımı kontrol altına almak için neden tablet kullanamıyorum?
Astım tedavilerinin çoğunu uygulamanın en etkili yolu, ilacın solunum yoluyla alınarak doğrudan akciğerlerinize girmesinin sağlanmasıdır. Önleyici tedavilerin çoğu steroidler içerir ve bunların inhaler ile alınması, çok daha düşük dozda steroid kullanılabilmesi, ve solunum yoluyla alınan ilaç doğrudan hava yollarına, yani gereken yere gittiği için vücudun diğer kısımlarında emilimin çok az olması anlamına gelmektedir. Steroidler tablet şeklinde alındığında doz çok daha yüksek olur (bir steroid tablet, standart bir steroid inhaler aletinin bir püskürtmesindeki dozun 50 katını verir) ve bunun emiliminin çoğu yalnızca akciğerlerinizde değil, vücudun diğer kısımlarında olacaktır. Steroid tabletlerin düzenli olarak uzun süreler (aylar ya da yıllar) boyunca kullanılmasının, kırılgan kemikler (osteoporoz), kolayca bereler olması, diyabet, katarakt, açlık hissinin artması, yanma şeklinde göğüs ağrısı ve hazımsızlık gibi ciddi yan etkileri olabilir. Bütün bunlar insanın moralinin bozulmasına, ruh halinin inişli çıkışlı olmasına ya da yağlanma sonucu yüzünün şişip ablak bir suratın oluşmasına neden olabilir.
Astımınızı kontrol altına alman.Kaynak.7gunsaglik.com
Astım yeni doğmuş bebekte yada 70 ‘li yaşlarını geçmiş her yaş gurubu insanda meydana çıkabilir.
Astım, nefes borusunu, bir başka deyişle, hava yollarını – akciğerlere hava taşıyan küçük tüpleri – etkileyen bir durumdur. Astımlı biri, astımı tetikleyen bir şeyle temasa geçtiğinde, hava yollarının duvarları çevresindeki kas gerilerek hava yolu daralır.Hava yollarının yüzeyleri iltihaplanıp şişmeye başlar. Genellikle sümük ya da balgam oluşur. Tüm bu tepkimeler hava yollarının daha daralıp tahriş olmasına neden olur ve astım belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açar.
Astımın yaygın belirtileri şunlardır: • öksürme
• göğüste ıslık sesi ya da hırıltı
• nefes daralması
• göğüste daralma hissi.
Astıma neler neden olur?
Astım her yaşta başlayabilir. Astıma neyin neden olduğunu bilmek zordur, fakat şimdiye kadar bildiklerimize göre:
• astım kalıtım yoluyla geçebilir
• çağdaş yaşam tarzlarının – konut ve diyet değişiklikleri ve daha hijyenik bir ortam gibi – birçok yönleri astımın artmasına katkıda bulunmuş olabilir
• hamilelik sırasında sigara içilmesi çocuğun astım olma olasılığını arttırmaktadır
• sigara içilen ortamlarda bulunulması astım olma olasılığını arttırmaktadır
• işyerinde tahriş edici maddeler bulunması bir kişinin astım olmasına yol açabilir
• çevre kirliliği astım belirtilerinin kötüleşmesine yol açabilir, ancak astıma neden olduğu kanıtlanmamıştır.
Astım belirtilerini başlatabilen (tetikleyebilen) şeyler nelerdir?
Tetikleyici, hava yollarını tahriş eden ve astım belirtilerinin görülmesine neden olan her şeydir. Herkesin astımı farklı olup büyük olasılıkla birkaç tetikleyici olur. Soğuk algınlığı ya da grip, tütün dumanı, egzersiz, ve çiçektozu, kürklü ya da tüylü hayvanlar ya da ev tozu akarları (house-dust mites) gibi şeylere duyulan alerjiler, yaygın tetikleyiciler arasındadır.
Astım yaşam tarzımı nasıl etkileyebilir?
Astım belirtilerinin kötüleşmesi nedeniyle bazı kişiler yaşam tarzlarında kısmi değişiklikler yapmak zorunda kalabilirler. Sizin astımınızı neyin tetiklediğini tam olarak saptamak zor olabilir. Bazen bu bağlantı, örneğin kedi ya da çiçektozu ile temasa geçtikten birkaç dakika içerisinde belirtileriniz başladığında, kolayca görülür.
Bazı kişilerde ise gecikmeli bir tepkime olur. Astım belirtilerinizi kötüleştiren tetikleyicilerden kaçınarak, ve astım ilaçlarınızı doğru kullanarak, gereksiz belirtileri azaltabilir ve normal yaşam tarzınızı keyifle yaşamaya devam edebilirsiniz.
Astım nasıl tedavi edilir?
Astımınızı kontrol altına almanızı sağlayacak bazı mükemmel tedavi şekilleri mevcuttur. Astım tedavilerinin çoğunu uygulamanın en etkili yöntemi, ilacın solunarak doğrudan akciğerlerinize girmesinin sağlanmasıdır. Bunun için çeşitli “inhaler” tipleri mevcut olup size en rahat geleni kullanmanız ve bunun doğru kullanılabilmesi önemlidir. Doktor ya da hemşireniz size en uygun aleti tavsiye edecek olup bunun doğru bir şekilde nasıl kullanılacağını göstermeleri gerekir.
Başlıca iki tür astım ilacı vardır – rahatlatıcılar ve önleyiciler:
• Rahatlatıcı inhaler çeşitleri genellikle mavi renkli olup belirtilerin hafifletilmesi için alınır. Bunlar daralan hava yolları çevresindeki kasları rahatlatarak çabuk sonuç verir. Astım krizlerinin tedavisinde kullanılması gerekir. Rahatlatıcı inhaler ilacınızı haftada 3-4 kez kullanmanız gerekirse, belirtilerinizin gözden geçirilerek kontrol altına alınabilmesi için doktor ya da hemşirenize tekrar gitmelisiniz.
• Önleyiciler genellikle kahverengi, kırmızı ya da turuncu renkli inhaler çeşitleridir. Bunlar hava yollarındaki şişme ve iltihaplanmayı kontrol altına alarak, aşırı ölçüde hassas olmalarını önleyerek ve şiddetli krizler yaşama riskini azaltarak işlev görür. Etkileri zaman içerisinde ortaya çıkıp arttığından, kendinizi iyi hissetseniz bile her gün, genellikle sabah ve akşam alınmaları gerekir.
Önleyicilerin çoğunda steroid bir ilaç bulunur. Bunun atletler tarafından performanslarını arttırmak için kullanılan anabolik steroidlerle aynı olmadığını vurgulamamız gerekir. Gerekirse rahatlatıcı ya da önleyici inhaler ile birlikte kullanılabilecek önleyici tabletler ve uzun etkili rahatlatıcılar gibi başka ilaç tipleri de bulunmaktadır. Sizin için daha etkili olabilecek yeni ilaçlar hakkında bilgi edinmek için, doktor ya da hemşirenizle görüşünüz.
Steroidleri kullanmam güvenli mi?
Birçok astımlı düşük dozlu bir steroidin solunmasını içeren bir önleyici kullanmaktadır. Akılda bulundurulması gereken bazı noktalar şunlardır:
• Astım tedavisinde kullanılan steroidler – vücudunuzda doğal olarak üretilen steroidlerin bir kopyası olan – kortikosteroidlerdir.
• Bunlar vücut geliştiriciler ve atletler tarafından kullanılan anabolik steroidlerden tamamen farklıdır.
• Solunum yoluyla alınan steroidler doğrudan hava yollarına gidip vücudun diğer kısımlarında emilimi çok az olur.
• Doktorunuz reçeteye olanaklı olduğunca en düşük dozu yazacaktır.
• Çocuklar özellikle gelişim açısından yakından izlenmelidir.
Bazı durumlarda, astım belirtileriniz şiddetli bir hal aldığı takdirde, doktorunuz size kısa süreli bir steroid tablet kürü verebilir. Bunlar çabuk ve güçlü bir şekilde etki göstererek iltihaplanmış hava yollarınızı rahatlatır. 3–14 gün arasında değişebilen kısa tablet kürleri, uzun dönemli yan etkilere neden olmayacaktır. Steroid tabletler, vücudun suçiçeğine karşı direncini azaltabildiğinden, bu tabletleri kullanırken suçiçeği ile bir temasınız olduğu takdirde doktorunuza başvurmalısınız.
Astımımı kontrol altına almak için neden tablet kullanamıyorum?
Astım tedavilerinin çoğunu uygulamanın en etkili yolu, ilacın solunum yoluyla alınarak doğrudan akciğerlerinize girmesinin sağlanmasıdır. Önleyici tedavilerin çoğu steroidler içerir ve bunların inhaler ile alınması, çok daha düşük dozda steroid kullanılabilmesi, ve solunum yoluyla alınan ilaç doğrudan hava yollarına, yani gereken yere gittiği için vücudun diğer kısımlarında emilimin çok az olması anlamına gelmektedir. Steroidler tablet şeklinde alındığında doz çok daha yüksek olur (bir steroid tablet, standart bir steroid inhaler aletinin bir püskürtmesindeki dozun 50 katını verir) ve bunun emiliminin çoğu yalnızca akciğerlerinizde değil, vücudun diğer kısımlarında olacaktır. Steroid tabletlerin düzenli olarak uzun süreler (aylar ya da yıllar) boyunca kullanılmasının, kırılgan kemikler (osteoporoz), kolayca bereler olması, diyabet, katarakt, açlık hissinin artması, yanma şeklinde göğüs ağrısı ve hazımsızlık gibi ciddi yan etkileri olabilir. Bütün bunlar insanın moralinin bozulmasına, ruh halinin inişli çıkışlı olmasına ya da yağlanma sonucu yüzünün şişip ablak bir suratın oluşmasına neden olabilir.
Astımınızı kontrol altına alman.Kaynak.7gunsaglik.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)